Ceza Muhakemesi Kanunu 231. madde (Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.23) ya göre (5) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, (Değişik ibare: 5728 - 23.1.2008 / m.562) "iki yıl" veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder.
(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.23) (6) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
gerekir.(Ek cümle: 6008 - 22.7.2010 / m.7) “Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.”
(Ek fıkra: 5560 - 6.12.2006 / m.7) (7) Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkum olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.
Ceza Muhakemesi yargılaması sonunda CMK 231. Maddeye göre sanık hakkında verilecek HAGB kararı a Hukuk Hakimini bağlayacak mıdır? Yargıtay 4.Hukuk Dairesi2017/ 2801 Esas 2017/4714 Karar sayılı kararı ile bu konuda önemli bir karar vermiştir.Verilen karara göre ;HAGB kararı hukuk hakimi bağlamaz. Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2017/ 2801 Esas 2017/4714 Karar sayılı kararı aynen aşağıda ki gibidir.
Kararın özetine göre ‘’DAVA; hakaret eylemlerine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının kişilik haklarına saldırı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı, davacıya yönelik hakaret suçunu işlediği gerekçesi ile yargılanmış ve 2 ay 27 gün hapis cezası ile cezalandırılması yoluna gidilmiş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, anılan karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.CMK'nun 231/5. maddesi uyarınca; “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder.” Ceza mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile sonuçlanan kararı, kesinleşmiş bir mahkumiyet niteliğinde olmadığı gibi, TBK'nun 74. maddesi anlamında hukuk hakimi yönünden bağlayıcılığı yoktur. Mahkemece yukarda açıklanan olgular gözetilerek davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekir.’’
Anılan Yargıtay kararına göre ; Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27/05/2014 gününde verilen dilekçeyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05/03/2015 tarihli kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, Yargıtay kararına göre ;AŞAĞIDAKİ GEREKÇEYE GÖRE KARAR VERİLMİŞ OLUP ANILAN KARAR AŞAĞIDA GİBİDİR;
Dava konusu olay sebebiyle davalı, davacıya yönelik hakaret suçunu işlediği gerekçesi ile yargılanmış ve 2 ay 27 gün hapis cezası ile cezalandırılması yoluna gidilmiş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, anılan karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.
CMK'nun 231/5. maddesi uyarınca; “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder.” Ceza mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile sonuçlanan kararı, kesinleşmiş bir mahkumiyet niteliğinde olmadığı gibi, TBK'nun 74. maddesi anlamında hukuk hakimi yönünden bağlayıcılığı yoktur.
Ceza dosyasının incelenmesinde, ceza mahkemesince hangi ifadelerin hakaret suçunu oluşturduğu, davalının leh ve aleyhine tanık beyanlarının hangisine üstünlük tanındığı, hangi tanık beyanına neden itibar edildiği de tartışılmadan, genel ifadelerle davalının cezalandırılmasına karar verilmiştir. Olayın akabinde sıcağı sıcağına Savcılık soruşturmasında alınan ilk tanık ifadeleri ve yargılama sırasında dinlenen tanık ifadelerinin birlikte değerlendirilmesinde, davalının davacıya yönelik hakaret mahiyetinde söz ve davranışının varlığının sübut bulmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda anılan kanun hükmü gereği, açıklanması geri bırakılan mahkumiyet hükmünün, hukuk hakimi yönünden bağlayıcılığı da yoktur.
Şu halde, mahkemece yukarda açıklanan olgular gözetilerek davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi ile davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması doğru olmamış ve kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Görüleceği üzere Yargıtay 4 Hukuk Dairesi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin verilen kararların Hukuk Hakimini bağlamayacağı yönünde çok önemli bir karar vermiş ve bu konudaki yaşanan tereddütleri ortadan kaldırmıştır.