Türk Borçlar Kanununa göre kendi kusuruyla ve hukuka aykırı fiiliyle bir başkasını zarara uğratanlar bu zararı gidermelidir. Dolayısıyla bir kimse, kusurlu hareketiyle ya da hukuka aykırı bir eylemiyle zarar verdiğinde, meydana getirdiği bu zararı gidermesi gerekmektedir. Kişilerin haksız fiil teşkil eden bir davranışından dolayı başkaları zarar görmüş olabilir. Fakat, bu haksız fiilden dolayı bir başkasının ölmesi halinde ölenin yakınlarına destekten yoksun kalma tazminatı verilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, ölümle sonuçlanan bir fiil nedeniyle ölen kimsenin yakınlarının isteyebileceği tazminatlar arasında destekten yoksun kalma tazminatı da bulunmaktadır. Bu tazminatla birlikte haksız fiil sonucunda meydana gelen zarar bir ölçüde giderilmektedir. Bu zararların mümkün oranda giderilebilmesi için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplama işinin teknik ve hukuki bilgi gerektirdiğinin bilinmesi, alacaklıların iyi bir şekilde belirlenmesi ve dilekçenin dikkatli yazılarak tazminat miktarının açıkça belirtilmesi önemlidir.
Ölümle sonuçlanan bir kazanın oluşmasında kusuru bulunan bir kimse, kazada yaşamını yitiren kişi/lerin ölümü nedeniyle sorumludur. Bundan dolayı, kişinin ölmesine neden olmasından dolayı ortaya çıkan yasal yükümlülükleri kazaya sebep olan kişi karşılamalıdır. Ölümle sonuçlanan bir fiil nedeniyle ölen kimsenin yakınlarının isteyebileceği tazminatlar arasında destekten yoksun kalma tazminatı da bulunmaktadır.
Destekten yoksun kalınması halinde verilen tazminatı, can kaybı nedeniyle zarara uğrayan, ölenin yakınları alabilir. Bu tazminat, haksız fiil sonucunda ölen bir kimsenin yakınlarına verilmesi gerekli özel bir haksız fiil tazminatıdır. Tazminat hakkı, ölenin yakınlarına verilmekte ve hukuka aykırı bir fiilden dolayı zarara uğrayan yakınların, kusurlu hareketiyle bu zararı meydana getiren kimseden alabilecekleri bir haktır.
Haksız fiilden dolayı zarar gören kimse yaşamını yitirdiğinden, kendisine yapılan haksızlığı öne sürememektedir. Tazminat hakkını, ölenin yakınları can kaybı yaşamaları nedeniyle alabilirler. Çünkü, hayatını kaybeden kimsenin öne sürebileceği bu hak, onun hayatta olmaması nedeniyle, menfaat dengesi sağlanarak, onun yakınlarına verilmektedir.
Trafik kazasında ölen kimsenin yakınları, ölenin parasal, ayni yahut hizmet desteğinden yoksun kalmış olabilir. Bu tazminat, yalnızca ölenin kanuni mirasçılarına değil, ölenin desteğinden yoksun kalmasından dolayı zarara uğrayan bir kimseye de verilmektedir.
Ölenin desteğinden yoksun kalanlar ;
Herkesin destekten yoksun kalması halinde tazminat isteyebilmesi mümkün olmamaktadır. Bazı koşulların bulunması halinde, bu tazminatı isteyebilecek olanlar, dava yoluna gidebilecektir. Buna göre;
Bir aracın bir başkasının aracına ya da yayalara zarar vermeden meydana gelen kaza, tek taraflı trafik kazası olarak adlandırılmaktadır. Bu kazada, yalnızca aracın sürücüsü ya da araçta bulunan kimseler ya da araç zarara uğramaktadır. Yargıtay kararlarında ölen kimse tam kusurlu olsa da ölenin yakınlarına destekten yoksun kalma tazminatının verileceği belirtilmektedir.
Bu tazminatı hesaplamak teknik bir yöntem gerektirmektedir. Tazminatın konusu olan zararların tespit edilebilmesi için çok fazla parametrenin bilinmesi gerekebilir. Bunlar arasında ölenin yaşı, kusur durumu, bakmakla yükümlü olduğu kimselerin bulunup bulunmadığı, bu kimselerin zenginleşme ihtimalleri, ölenin evli olup olmadığı gibi kriterler destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında dikkate alınmaktadır.
Destekten yoksun kalma tazminatı maddi bir tazminat türüdür. Tazminat hakkına sahip ölenin yakınları, uğramış olduğu ya da uğrayabilecekleri zararları isteyebilir. Müstakbel zararın ne kadar olduğu farazi olarak belirlenebildiğinden diğer maddi tazminat türleri karşısında oldukça zordur. Buna göre ölenin yaşamış olması halinde yakınların refah düzeyleri ve ölümden dolayı kaybettikleri olanaklar ile kaybettikleri yaşam arasında denge kurulmalıdır. Tazminat verilmesiyle hakkaniyetli bir çözüm ortaya konulmak istenmektedir.
Haksız fiil nedeniyle ortaya çıkan zararlara ilişkin talepler, zarar ve tazminat yükümlüsünün öğrenilmesi üzerine 2 yıllık zamanaşımında istenebilir. Ancak bu süre, kaza tarihi itibariyle 10 yılı geçemeyecektir. Fakat, ceza kanunlarında daha uzun bir zamanaşımı öngörülen bir cezanın verilmesini gerektiren bir fiilden dolayı, bu sürelerde, tazminat istenebilecektir.
Destekten yoksun kalma tazminatının istenebileceği süre, destekte bulunan kimsenin ölmesiyle başlar. Kişinin ölmesiyle başlayan tazminat talebi, zamanaşımının dolmasıyla artık öne sürülemez. Bu tazminatın istenmesine konu fiilin, ceza hukukunda suç teşkil etmesi halinde, bu suç için belirlenen zamanaşımı süresi dikkate alınmalıdır.