Avukata Sor Whatsapp Üzerinde Sor [email protected]
 

KREDİ SÖZLEŞMELERİNDE HAYAT SİGORTASINI YENİLEMEYEN BANKANIN SORUMLULUĞU NEDİR?

Bankalar ve Hayat Sigorta şirketleri ile yaşanan sorunlardan birisi de , uzun vadeli kredi sözleşmelerinde (bir yıldan fazla vadeli) hayat sigorta primlerinin daha sonraki yıllarda müşteri tarafından ödenmemesi ve bu ilerleyen yıllarda kredi çekenin vefatı üzerine bankaların ,hayat sigorta priminin ödenmemesi sebebi ile hayat sigortalarının kredi borcunu ödememesinden kaynaklanmaktadır.

Gerçekten de gerek özel ve gerekse de kamu bankaları müşterilerine kredi verirken müşterilerine hayat sigortası yapma zorunluluğu getirmekte olup bu hayat sigorta primleri kredi çekenin yaşına bağlı olarak ciddi bir miktar tutmaktadır. Genellikle kredi alan müşteriler ilk kredi sözleşmesinin imzalanması esnasında bir yıllık hayat sigortası sözleşmesini yapmakta ve çekilen krediden ilk yıllık hayat sigorta primi ödenmektedir. Ancak daha sonraki yıllarda kredi çeken müşteriler hayat sigortasının yenilenip yenilenmediğini takip etmemekte ve bankalar da hayat sigortalarını yenilememektedir. Hayat sigortası yenilenmediği halde müşteriler kredi borçlarını ödemeye devam etmektedir. Banka müşterisi kredi taksitlerini düzgün bir şekilde öderken vefat etmesi üzerine kredi veren kuruluş , müşterinin mirasçılarından kalan kredi borcunun ödenmesini istemektedir. İşte tam burada sorun ortaya çıkmaktadır. Hayat sigortasının yenilenmemesinden kimler sorumludur? Hayat sigortasını resen yenilemeyen kredi kuruluşu kredi taksitlerini düzgün ödeyen kredi borçlusunun mirasçılarından kalan kredi borç miktarını talep edebilecek midir? Kredi sözleşmesini imzalayıp daha sonraki yıllarda hayat sigortasının yenilenip yenilenmediğini takip etmeyen ve bu aşamada vefat eden kredi borçlusunun sorumluluğu var mıdır?

Bu tip uyuşmazlıklarda kredili hayat sigortasının bitiminde bankanın sigortayı yenileme ve sigortalıya bildirimde bulunma yükümlülüğü bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

Yargıtay bu konu ile ilgili olarak 2020 yılında çok önemli bir karar vermiştir. Anılan kararın özetine göre bankanın öncelikle müşterisinin haklarını korumak adına basiretli bir tacir gibi davranarak söz konusu kredi taksitlerinden öncelikle hayat sigorta primi tahsil ederek hayat sigortasının yenilenmesini sağlamalıdır. Ancak tüm sorumluluğunun bankada olmadığını, hayat sigortasının yenilenmesinde menfaati olan murisin de sigortanın yenilenip yenilenmediğini takip etme yükümlülüğünün olduğuna dair karar vermiştir.

Anılan Yargıtay kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere; Uyuşmazlıkla ilgili mevzuat ve sözleşme hükümleri incelendiğinde; 17.1.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak, 1.2.2009 tarihinde yürürlüğe giren, “Bireysel Kredilerde Bağlantılı Sigortalar uygulama Esasları Yönetmeliği” nin “Amaç” başlıklı bölümünde, “Bu Yönetmeliğin amacı, kredi kuruluşları tarafından verilen kredilerle bağlantılı olan zorunlu ve ihtiyari sigorta ürünlerinin sunumunda birlik ve güvenilirliği sağlamak, sigorta ettirenlerin, sigortalıların ve lehdarların hak ve menfaatlerini korumak ve verilecek hizmete ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” denilmekte, “Kapsam” başlıklı bölümünde ise, “Bu Yönetmelik, Türkiye’de faaliyet gösteren her türlü kredi kuruluşunun sağladığı kredilerle bağlantılı yaptırılan ihtiyari ve zorunlu sigortaları ve bu sigortalar dahilinde verilecek teminatları kapsar.” denildikten sonra aynı Yönetmeliğin “İhtiyari Sigortalar” başlığında düzenlenen, 6. maddesinin 2. fıkrasında da, “İhtiyari sigortalarda, kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğu kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğu ise kredi kuruluşuna aittir.” denilmektedir. Yine Yargıtay kararına göre Kredi sözleşmesi nedeniyle hayat sigortası yapılmasındaki amaç, banka yönünden kredi borcunun teminat altına alınması olduğu kadar, belli bir prim borcu getirmekle birlikte, sigortalının da bunda menfaatinin olduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde, her iki tarafın da hak ve menfaatlerinin gözetilip korunması esas alınmalıdır. Bu tip uyuşmazlıklarda tarafların sigortanın yenilenmesi kapsamında müterafik (ortak-birlikte) kusurlu oldukları kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir.

ÖZETLE; Görüleceği üzere kredi taksitleri zamanında ödenirken hayat sigortasını yenilemeyen kredi kuruluşu hayat sigortasının yenilenmemesi sebebi ile kredi borcunun tamamını mütevaffanın mirasçılarından isteyemeyecektir. Yargıtay kararına göre kredi kuruluşunun kalan borç miktarının hangi oranda istenemeyeceği belirtilmemiş olup her iki tarafın da müterafik kusurlu olduğunu belirtmiştir. Her ne kadar oran belirtilmemiş ise de kanaatimizce banka kuruluşu kalan borç miktarının %50 sinden fazlasını talep edemeyecektir. Daha fazlasını talep etmesi halinde kredi kuruluşu aleyhine menfi tespit davası açılabilecektir.


#KREDİ SÖZLEŞMELERİNDE HAYAT SİGORTASINI YENİLEMEYEN BANKANIN SORUMLULUĞU

Yol Tarifi