DAVA : Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalının evinden kaynaklı su sızıntısı nedeniyle bir kısım tamirat bedeli ödediğini, bu bedellerin tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; su sızıntısının kendi dairesinden kaynaklı olmadığını ve davacının öncelikle bu hususla ilgili yönetime başvurması gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
Mahkemece, su sızıntısının kaynağının tespiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden alanında uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak davacının bağımsız bölümünde oluşan bir hasar olup olmadığı, hasar varsa hasara sebep olan su sızıntısının davalının bağımsız bölümünden mi ortak yerlerden mi kaynaklandığı tespit edilmeden tarafların tanıklarının beyanlarıyla yetinilerek karar verilmesi usul ve kanuna aykırı bulunduğundan hükmü kanun yararına temyiz ettiklerini belirtmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, Mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın yalnızca tanık beyanlarına dayanılarak yapılan yargılamanın usul ve hukuka aykırı olup olmadığı hususuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 363. maddesinin birinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.
2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 Sayılı Kanun'un 363. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukukî sonuçlarını ortadan kaldırmaz.
3. Değerlendirme
1. 6100 Sayılı Kanun'un 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahip olup bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasa'nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır.
2. Adil yargılanma hakkı Anayasamızın 36. maddesinin birinci fıkrasında ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bazı kararları ile Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuruya ilişkin bazı kararlarında gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının somut görünümlerinden olduğu belirtilmiştir. Anayasa'nın 141. maddesinin üçüncü bendine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 Sayılı Kanun'da da yer verilmiştir. 6100 Sayılı Kanun'un 297. maddesine göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan kanıtları, kanıtların tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebepleri yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
3. Hâkim gerektiğinde bilirkişi yardımına başvurur (HMK 288/1). Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (HMK 266/1).
4. Yukarıda açıklanan düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafın dava dilekçesinde keşif ve bilirkişi kanıtına dayandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın çözümünün teknik bilgi gerektirmesine rağmen, Mahkemece davacının kanıtları değerlendirilmeksizin tanık beyanları ile yetinilerek davanın reddine karar verilmesi, tarafların hak arama özgürlüğü, hukukî dinlenilme hakkı ve adil yargılanma ilkelerine ayrıca usul ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle ;
Adalet Bakanlığının 6100 Sayılı Kanun'un 363. maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulüyle kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 18.05.2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.